Alman bilim insanları, bu devasa dinozorun fosillerini birinci kere 1914 yılında Mısır’ın Batı Çölü’ndeki Bahariye Vahası’nda keşfetmişti. Lakin fosiller, II. Dünya Savaşı sırasında Bavyera Paleontoloji ve Jeoloji Koleksiyonu’nun (BSPG) bulunduğu binanın bombalanmasıyla yok oldu.
Yakın vakitte, Tübingen Üniversitesi’ndeki Huene Arşivi’nde bulunan eski fotoğraflar sayesinde fosiller yine tahlil edildi.
Fotoğraflar, 1940’larda sergilenen fosillerin o periyot büyük theropod dinozor kümesi Carcharodontosaurus’a ilişkin olduğu düşünülse de, ayrıntılı incelemeler bunun farklı bir çeşide işaret ettiğini ortaya koydu.
YENİ CİNSİN ÖZELLİKLERİ NELER?
Tameryraptor markgrafi’nin keşfi, bu dinozorun besbelli bir boynuza, büyümüş ön beyin bölgesine ve başka Carcharodontosaurus fosillerinde bulunmayan özelliklere sahip olduğunu gösterdi.
Çalışmanın baş muharriri Maximilian Kellermann, “İlk başta fotoğraflar bizi şaşırttı lakin daha yakından baktıkça daha fazla fark bulduk” dedi.
Bilim insanları, olağanda fosilleri direkt incelemeden yeni bir çeşit tanımlamaz. Lakin bu durum, araştırmacıların “olağanüstü bir vaka” olarak değerlendirdiği bir istisna oluşturuyor.
Dinozorun ismi, eski Mısır’da “vaat edilmiş toprak” manasına gelen “Ta-Mery” ve Latincede “hırsız” manasına gelen “raptor” sözlerinin birleşiminden türetildi. Cins ismi “markgrafi” ise, fosilleri 1914’te çıkaran Alman fosil toplayıcısı Richard Markgraf’a ithafen verildi.
Bu keşif, Kuzey Afrika’daki dinozor hayatının daha evvel düşünüldüğünden çok daha varlıklı olduğunu ortaya koyuyor.
Araştırmacılar, bilhassa Deltadromeus ve ünlü Spinosaurus üzere cinslerin de daha ayrıntılı incelenmesi gerektiğini vurguluyor.
Çalışma, Stromer’in eski metinlerinin ve arşivlerin tekrar değerlendirilmesinin ehemmiyetine dikkat çekiyor.
