Gazeteci-yazar Uğur Mumcu, 32 yıl evvel katledildiği konutunun önünde düzenlenen merasimle anıldı. Merasime Uğur Mumcu’nun eşi Güldal Mumcu, oğlu Özgür Mumcu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, Ankara Vilayet Lideri Ümit Erkol, Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner, Yenimahalle Belediye Lideri Fethi Yaşar, Mamak Belediye Başkanı Veli Gündüz Şahin, CHP genel lider yardımcıları, birtakım milletvekilleri ve vatandaşlar katıldı.
Özel, merasim öncesinde, Uğur Mumcu’nun meskenine giderek, eşi Güldal Mumcu ve çocuklarıyla görüştü.
CHP Lideri Özel, ardından Uğur Mumcu anıtına çelenk ve akabinde patlamanın olduğu yere karanfil bıraktı.
Anma aktifliğinin akabinde açıklama yapan Özel, “Uğur Mumcu’nun cenaze merasimi, Türkiye tarihinin Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün cenaze merasiminden sonra en kitlesel, en çok insanın birlikte ağladığı ve o günden sonra da maalesef hiçbir şeyin eskisi üzere olmadığı bir cenaze olarak tarihe geçmiştir. Bir hukukçu ve gazeteci olarak ne yazdıysa bugün hepsinin hakikat olduğu ve o gün alınmayan önlemlerin bugün yaşananları birer birer bize yaşattığını hepimiz okuyoruz, görüyoruz, yaşıyoruz” diye konuştu.
“HESAP SORACAĞIZ”
Faili meçhul cinayetler davası olarak bilinen “Umut davası”nda mahkemenin, periyodun Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar’ın tanık olarak dinlenilmesi kararını kıymetlendiren Özel, şunları kaydetti:
“Bugün tarihi bir fırsat elde var, ailenin de beklentisi bu tarafta. Mahkemeye nihayet müracaat üzerine Sayın Ağar’ın dinlenmesine karar verdi. Sayın Ağar’ın bildiği her şeyi anlatması tarihi bir sorumluluktur. Bu davete biz de katılıyoruz. Söylediği kelam çok manalı, gizemli ve bir o kadar aydınlatılmaya muhtaçtır. Ümit ediyorum o tuğlanın çekildiği, derin devletin altında kaldığı, bir daha da bu ülkede demokrasi dışında hiçbir gücün hâkim olamadığı bir Türkiye’yi gelecekte daima birlikte inşa edebiliriz.
Çok sıkıntı günlerden geçiyoruz. Uğur Mumcu’nun bir hukukçu ve gazeteci olarak en çok savunduğu şey hukukun üstünlüğüydü. Hukukun ayaklar altına alındığı bir süreçten geçiyoruz. Uğur Mumcu’nun faili meçhul cinayetinin natürel olduğu da tıpkı süreçtir, bugün maalesefe hepimizin yüreğini yaralayan Bolu’daki otel yangınından sonra yaşatılanlar da birebir süreçtir. Yargının talimat altında olduğu, iktidardan olmayan herkesin özgürlüğünün tehdit altında olduğu süreç de tıpkı süreçtir. Otel yangınını karartanlar da adaleti karartanlar da siyasetçileri, belediye liderlerini mahpuslara tıkanlar da birebir hukuksuzluk sürecinin devamıdır, sonucudur. Bugün de en kötü süreç en şiddetli halde sürmektedir. Bu merasimler artık bizim bir kere daha irademizi güçlendirmeye ve azmimizi bilemeye katkı sağlıyor. Buradan azmimizi bir sefer daha bileyerek, yeminimizi hatırlayarak buradan ayrılıyoruz. And olsun ki hesap soracağız.”
