Gazetecilere yönelik gözaltı süreçlerinden sonrası Halk TV’nin Ankara Ofisi’ne giden Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, yaşanan sürece ait açıklamada bulundu. Yavaş şu tabirleri kullandı;
*Serhan Bey ve bütün Halk TV yöneticilerine, grubun hepsine geçmiş olsun diyorum. Tabi Türkiye’de artık son vakitlerde birisi bir şey dediği vakit çabucak anında adliye harekete geçiyor ve tutuklamaya sevk ediliyor.
*Ben hukuk açısından da bakıyorum yani bir şeyin cürüm olup olmadığı, yargılama sonunda ortaya çıkacaktır. Tutuklama en son başvurulması gereken önlemdir zira insanların özgürlüğünü elinden alıyorsunuz.
*Eğer soruşturulacak bir şey varsa bundan hiç kimse muaf değil elbette lakin kanıtlar kaybolmayacaksa, ikametgâh sabitse, cürüm ağır cezalık değilse, tutuklamanın ne manası var?
*Çünkü tahminen de, birçok olayda olduğu üzere yargılama sonucu beraat edildiği vakit bu tutuklu kalınan mühlet geri getirilmiyor.
ÖZGÜR BASIN VURGUSU
*Hukukta şöyle bir şey vardır, hatasız yere bir kişinin bir saatlik bile özgürlüğünü elinden alacaksanız kazara bırakın bin tane hatalı özgür gezsin. Yani bir kişinin hatasız bir kişinin bir saatlik özgürlüğünün elinden alınması çok daha vahim olarak ele alınır. Hasebiyle dikkatli olmak lazım.
*Çünkü bundan hem Türk yargısı ziyan görüyor hem Türk demokrasisi ziyan görüyor. Yanlışlık varsa kesinlikle soruşturulacak ancak apar topar bu türlü çağrıldığı vakit birebir vakitte da toplumsal medyada gördüğümüz halkta infialı uyandıran bir sürü açıklamalar var. Bunların hiçbirisine de dokunulmaması, bunların seyredilmesi alışılmış ki adliyeye olan inancı uygunca sarsıyor. Dikkat etmek lazım.
*Siyasete gölge düşürecek tutuklamalar güzel olmuyor. Dünya üzerinde bizi makûs duruma sokuyor. Bugün basın bizim olmazsa olmazımız. Bir ülkede demokrasinin varlığının en büyük göstergesi özgür basındır.
*Basına bu halde müdahale ediyor prestijinden kaçmak için. davet edilir, incelenir, uzman inceler, hukukçular bakar, cürüm varsa o denli cezalandırılır lakin bu adeta konuşmayın, yanlış bir şey yaparsanız bu Türkiye’de adliye sizin için var manasına gelecek ve bir kısmının da güya cürümden muaf, yargılanmaktan muaf üzere muamele görmesi elbette ülkeye olan itimadı sarsıyor.
*Bundan tahminen bir kaygı iklimi doğuyor lakin sonuç itibariyle bütün dünyanın gözü bilhassa basına uzanan ellerin üzerinde ve bundan hiç kimsenin karlı çıkmadığını bilhassa ülkemizin çok ziyanlı çıktığını düşünüyorum. Bundan da elbette adliyenin en fazla ziyan gördüğünü düşünüyorum. İnşallah bu uygulamalar sona erer.
*Normal, herkese nasıl davranılıyorsa o biçimde davranılır. Lakin şu anda maalesef manzara o denli değil. Çok üzülüyoruz. Hem hukukçu olarak, hem siyasetçi hem de bir kamu yöneticisi olarak bu davranışlar bizi açıkçası üzüyor.
“SUSTURULMAK İSTENİYOR”
*İlk akla gelen şu, susturulmak isteniyor. Öbür bir emele hizmet etmez bu davranışlar. Münasebetiyle çok daha ağır yayınlar yapanları gördük. Gazetelerde ve televizyonlarda çok daha ağır hakaretler yapan, toplumda infalı uyaran sözleri de duyuyoruz.
*Bunlar hakkında ne RTÜK’ün ne Adliye’nin bir harekete geçtiğini de görmedik açıkçası. Umuyoruz artık, yapacak bir şeyimiz yok. Herkes hukuksal hakkını arayacaktır lakin umuyoruz gerçek demokrasi Türkiye’ye gelir, gelmek zorundadır ve gelecektir. Bu baskıların sonuç vermediği görülmüştür.
*Daha evvelki yıllarda da görülmüştür. Bu tıp baskıların hepsi aykırı tepmiştir. Bunu da inşallah sandıkta göreceğiz.
“SESLERİNE SES OLACAĞIZ”
Yavaş’tan sonra konuşan CHP Ankara İl Başkanı Ümir Erkol şunları söyledi:
*Cumhuriyet Halk Partisi Ankara Vilayet Örgütü olarak belediye liderlerimizle, ilçe başkanlarımızla, milletvekillerimizle, parti meclis üyelerimizle buradayız. Biz Halk TV ile dayanışmaya geldik. Lakin aslında 81 milyon insan için geldik.
*Çünkü Halk TV halkın sesi. İktidar ülkeyi toplumsal manada, siyasal manada, ekonomik manada bir felakete sürüklüyor. Bu felaketin halka anlatılmasına da müsaade vermemek istiyor. Bugün basının üzerindeki baskılar halkın içerisinde olduğu makus durumu gösteren kanallara yapılıyor. İşsizliği gösterenlere, pahalılığı gösterenlere, minimum fiyatla geçinemeyenleri gösterenlere, yoksulluk maaşının altında, fiyatının altında emekli maaşı alanları yansıtan kanallara yapılıyor.
*Ülkeyi güllük gülistanlık gösterenlere her türlü özgürlük serbest. Fakat bu ülke daha evvel de boyun eğmeyeceğini gösterdi. Bugün de boyun eğmeyecek. Basın yalnız değil. Basının yanında olacağız. Onların sesini duyurması için onların sesine ses olacağız.
*Her daim yanlarında kol kola olacağız ve asla hiçbir gerçeğin gizlenmesine müsaade vermeyeceğiz ve bu gerçekler ortaya konulduğunda da bu halk bir sefer daha basiretini gösterecek ve halkın önüne sandık geldiğinde de gereken yanıtı alacaklar. Ülke bu karanlık tünelden çıkacak. Ülke daha fazla AKP iktidarına mahkum edilemez.
*Ülke daha fazla bu zihniyete mahkum edilemez. Ülke cumhuriyetin ikinci yüzyılında demokrasiyle taçlanacak, Türkiye’ye demokrasi gelecek, Türkiye’ye bugünleri yaşatanlar misyonu demokratik bir formda bırakacaklar. Onlardan devralmak için her türlü hazırlığımız var. Sandığı bekliyoruz. Sandık geldiğinde daima birlikte gereken karşılığı vereceğiz.
