Zafer Partisi Genel Lideri Ümit Özdağ, Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Genel Başkanı Mustafa Işık‘ı dernek binasında ziyaret etti.
Ziyaretin akabinde düzenlenen basın açıklamasında, son periyottaki siyasi gelişmelerle ilgili değerli değerlendirmelerde bulunuldu. Özdağ ve Işık, özellikle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli‘nin teröristbaşı Abdullah Öcalan’ı Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne çağırma açıklaması ve DEM Partili heyetin İmralı’ya gidip Öcalan ile görüştükten sonra bu süreçte izlenen siyasetleri eleştirdi.
“GAZİ MECLİS’TE TERÖRİST KONUŞTURULMAZ”
Mustafa Işık, yaptığı açıklamada, şehit aileleri ve gazilerin siyasetin bir modülü olmadığını lakin son periyotta yaşanan gelişmelerin kendilerini sıkıntı durumda bıraktığını söyledi. Gazi Meclis’te terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın konuşturulmasına şiddetle karşı olduklarını vurgulayan Işık, şu sözleri kullandı:
“Bir şehit annesinin oğlunun postalarına çiçek dikerek, bir şehit babasının bir fotoğraf altında bir gece sabahlamasının, şehit eşinin canının yarısını toprağa verişinin, umutları yok olan şehit çocuklarının acısının inanın ki tanımı yok. Bugüne kadar 10 bin şehit verdik. Asker, polis, öğretmen, savcı, imam, 5 bin tane sivil vatandaşımızı toprağa defnettik. Bin 400 korucumuz şehit olmuştur. Otuza yakın kundaktaki bebeğimizi terör örgütüne şehit verdik.”
Işık, bilhassa 2013 yılındaki tahlil sürecinde yaşanan acıların unutulmaması gerektiğini belirterek, terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılmasına mutlaka karşı olduklarını söyledi. Şehit ailelerinin belirlediği “kırmızı çizgiler” ortasında yer alan esas unsurlar şunlar:
- Terörist başına asla özgürlük verilmemesi,
- Genel af kabul edilmemesi,
- Gazi Meclis’te teröristlerin konuşturulamayacağı,
- Terör maddelerinin değiştirilmemesi
“BAHÇELİ TÜRK DEVLETİNE KARŞI HATA İŞLİYOR”
Söz alan Zafer Partisi Genel Lideri Ümit Özdağ, 2013 yılındaki tahlil sürecine ve sonrasında yaşanan hendek çatışmalarına atıfta bulunarak, Türkiye’nin terörle uğraş alanındaki tarihi muvaffakiyetini vurguladı. Özdağ, 1984’ten itibaren PKK terör örgütünün Türk devletine yönelik yaptığı hücumlara karşı, Türk Silahlı Kuvvetleri ve güvenlik ünitelerinin kahramanca uğraş ettiğini söyledi.
“Biz bu sineması daha evvel de gördük. Bu sineması tekrar Türk milleti seyretmek istemiyor. Bu sineması Güneydoğu’da, Doğu Anadolu’da yaşayan ve ellerinde Türk bayrağı, ellerinde silah, Türk devletinin ve Türk milletinin birliği için çaba eden korucu kardeşlerimiz ve aileleri bu sineması tekrar seyretmek istemiyor.”
Özdağ, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamalarına da sert bir cevap verdi. Özdağ, Bahçeli’nin Abdullah Öcalan’ın hür bırakılmasına yönelik telaffuzlarına karşı, Türk devletinin terörist başı karşısında diz çökmeyeceğini belirtti. Ayrıyeten, Bahçeli’nin “Türk devletine ve Türk milletine karşı cürüm işlediğini” tabir ederek, bu cürümlerin sağa sola küfürlerle bastırılamayacağını söyledi:
“Devlet Bahçeli, Türk devletine ve Türk milletine karşı cürüm işlemektedir. Bu işlediği hataları sağa sola havaya edilmiş küfürlerle bastırması mümkün değildir. Devlet Bahçeli, terörsüz Türkiye diyerek Türkiye’yi bir terör örgütünün önünde diz çöktürmeye çalışmaktadır.”
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ VE AF KONUSU
Özdağ, terörle müzakere etmek yerine çaba edilmesi gerektiğini tabir etti ve Türkiye’nin büyük bir devlet olduğunu vurguladı. Abdullah Öcalan’ın özgür bırakılmasının sadece onun değil, tüm PKK’lıların hür bırakılması manasına geleceğini, hatta bunun terör örgütünün dağdaki ögelerini da kapsayabileceğini belirtti. Ayrıyeten, anayasa değişiklikleriyle “Türk Milleti” tarifinin kaldırılmasının ve Türkçe dışındaki lisanlarda eğitime müsaade verilmesinin de gündemde olduğunu söyledi.
“Bunlar üzerinde mutabakat sağlandığı tabir ediliyor. Anayasanın birinci üç hususu de başka bir tartışmanın kelam konusu. Hal böyleyken, Türk milleti başta bu milletin ve bu devletin varlığı için gayret eden ve evlatlarını şehit veren aileler olmak üzere bütün aziz fertleri bu milletin yüzünü kızartacak ve devleti küçük düşürecek mutabakata ‘hayır’ diyeceklerdir.”
