TMSF, kayyımlık yetkileriyle ilgili basında yer alan argüman ve beyanlara ait olarak yazılı açıklama da bulundu.
TMSF’den yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Son günlerde aşikâr bir etraf tarafından kasıtlı formda “TMSF’nin mahkeme kararı olmadan şirketlere el koyacağı”nın sav edilmesi üzerine açıklama yapma zarureti doğmuştur.
Mahkeme kararı olmadan TMSF bir şirkete “kayyım” olarak görevlendirilemez.
Resmi Gazete’de 4 Şubat 2025 tarihinde yayımlanan 7539 sayılı Kanunun 7. Hususu ile getirilen yeni yasal düzenlemeye nazaran, TMSF’nin Ceza Muhakemeleri Kanunun (CMK) 133. hususuna nazaran kayyım olarak atanması durumunda, Bankacılık Kanunu’nda var olan yetkilerini kullanması mümkün hale gelmiştir.
YENİ BİR DÜZENLEME DEĞİL
Şirketlere kayyım atanması yeni bir düzenleme değildir. CMK’ya nazaran “kuvvetli şüphe” bulunması durumunda kanunlar çerçevesinde şirketlere kayyım atanmaktadır.
Kanun değişikliği ile TMSF yalnızca, Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen cürümden kaynaklanan malvarlığı bedellerini aklama, silahlı örgüt ve silah sağlama ile Terörizmin Önlenmesini Sağlama Kanunu’nda düzenlenen terörizmin finansmanı cürümlerinin işlendiği konusunda kuvvetli kuşku bulunması halinde, Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 133. ve 128. hususları mucibince mahkeme tarafından kayyım olarak atanabilecektir.
“HUKUKEN MÜMKÜN DEĞİL”
İddiaların bilakis mahkeme kararı olmadan suça karışmamış şirketlere kayyım atanması sözkonusu olmadığı üzere TMSF’nin hukuken belediyelere de kayyım olarak atanması mümkün değildir.
Kanunda TMSF’ye daha evvel görülmemiş yeni yetkiler verilmemiştir. Özetle, son düzenlemeyle TMSF’nin görevlendirildiği şirketlerin aktif bir halde yönetilebilmesi için Bankacılık Kanununun tanımladığı, halihazırda var olan yetkilerinin kullanılabilmesine imkan sağlayacak 5 yıl vadeli bir düzenleme yapılmıştır.
Kamuoyuna hürmetle duyurulur.”
