Vali Sezer yaptığı açıklamada, tarihi ve kültürel kimliğinin yanı sıra Avrupa’dan Türkiye’ye girişte görülen yapıtlardan olması nedeniyle Gazi Mihal Hamamı’nın kıymetli olduğunu lisana getirdi.
Bu nedenle başlatılan onarım çalışmalarının sürdüğünü söz eden Sezer, akabinde hamamın müze olarak düzenleneceğini belirtti.
Bir kozmetik firmasıyla görüşme yaptıklarına ve üzerinde daha çok durulanın hamamın bir koku müzesi biçiminde düzenlenmesi olduğuna işaret eden Sezer, “Tunca Irmağı’na kadar olan yerle ilgili ön ve art tarafında çok hoş bir peyzaj çalışması yaptıracağız. İlgili firmayla işbirliği yaparsak Paris’teki üzere bir koku müzesi yapmayı düşünüyoruz. Orada bizim yetiştirdiğimiz gül, lavanta üzere birçok koku ve Osmanlı’dan beri kullanılan kokular sergilenecek. Yöresel giysilerle sunumların yapıldığı küçük bir gastronomi, içecek alanının da olduğu bir yer yapalım fikrimiz var” diye konuştu.
Peynir müzesi de olabilir
Sezer, tarihi hamamla ilgili ikinci fikrin ise peynir müzesi olması tarafında olduğunu anlattı.
Edirne’nin geçmişten bugüne peynir üretiminde kıymetli bir yere sahip olduğunu söz eden Sezer, “Hem Edirne peynirinin hem de Balkanlar’daki peynir çeşitlerinin üretim evrelerinin gösterildiği ve satış alanlarının oluşacağı hoş bir peynir müzesi yapabiliriz.” dedi.
Gazi Mihal Hamamı
Tunca Irmağı kıyısında yer alan hamam, Osmanlı’nın kuruluş devrinde büyük hizmetlerde bulunmuş akıncı ailesi Mihaloğulları’ndan Gazi Mihal Bey tarafından 1422 yılında inşa ettirildi.
Kesme taş ve tuğla gereçten yapılan hamamın duvarları orjinal halini koruyor.
Gazi Mihal Bey Mescidi ve İmaret Köprüsü ile külliye halinde bulunan hamam, Rusların 1829’da Edirne’yi işgalinin akabinde büsbütün kapatıldı.
