Ayşe Barım’ın avukatı Deniz Ketenci, 248 gündür cezaevinde bulunan ve bugün tahliyesine karar verilen müvekkili Ayşe Barım hakkında açılan davanın duruşmasının akabinde adliye önünde gazetecilere açıklamada yaptı.
“BUNDAN SONRA MÜVEKKİLİM…”
Müvekkilinin sıhhat durumunu birçok sefer lisana getirdiklerini, mahkemenin de sıhhat sebeplerini göz önüne alarak tahliye kararı verdiğini söz eden Ketenci, şunları kaydetti:
“Bu taleplerimizde müvekkilimizin beyninde iki adet stent bulunduğu, anevrizma hastalığının bulunduğu, cezaevinde bulunduğu müddette bu anevrizmanın stendin tabanında nüksettiği ve patlama riski altında olduğunu, birebir vakitte kalbinde altı farklı hastalığı mevcut olduğunu ve kalp nakli ameliyatına gidebilecek derecede ağır hastalığının bulunduğunu belirttik.
Biz bunları yalnızca tabir etmedik. Birebir vakitte Silivri Devlet Hastanesi’nden, Başakşehir Çam Sakura Hastanesi’nden, İsimli Tıptan ve Türk Tabipler Birliği’nin verdiği raporlarda da bu hastalıkların hepsi teşhis edilmişti.
*En son Adli Tıp Kurumu verdiği raporda, kendisinin tedavi edilmesi, derhal hastaneye gönderilmesi gerektiği konusunda görüş bildirdi. ‘Cezaevinde kalmasında sakınca yoktur’ halinde bir görüşü yoktu.
*Mahkeme, tüm kanıtların toplanmış olması, şahitlerin dinlenmiş olması ve sıhhat sebeplerini göz önüne alarak isimli denetim kararlarıyla mesken mahpusu ve de yurt dışına çıkmama kararıyla birlikte tahliyesine karar verdi.
*Bundan sonra müvekkilim ve ailesi yalnızca sıhhatiyle ilgili gereken teşebbüslerde bulunacak, sıhhatle ilgili tetkik ve tedavilerin yapılmasına başlayacak.”
“CİDDİ BİR KAS KAYBI VAR”
Ayşe Barım’ın istediği hastanede, istediği tabipte tedavi olabileceğini söyleyen Avukat Ketenci, şöyle devam etti:
“Kendisi yaşamsal riskine ait kararları kendisi alabiliyor. Hangi hastaneye gitmek istediğini söyleyecek. Aslında elektronik kelepçe olduğu için onun takibi çok kolay. Bu hastanelere gidip gelecek ancak meskende bulunacak. Bir kez her şeyden evvel bu hastalıklardan ötürü göreceği tedavi için hazırlanması gerekiyor. Cezaevi şartlarında buna hazırlanması mümkün değil. Beslenme açısından önemli bir kas kaybı vardı. 34 kilo kaybı mevcuttu. Münasebetiyle yani beyin ve kalple ilgili bir ameliyatın olabilmesi için her şeyden evvel bedeninin daha sağlıklı hale gelmesi gerekiyor. Hasebiyle konutta, en azından Kendisine bu ortam bir formda yaratılmış olacak.”
“ETKİN BİR ROLÜ OLMADIĞINI AÇIKÇA BELİRTTİLER”
Ketenci, Ayşe Barım’ın tahliyesini beklediklerini tabir etti. Müvekkilinin Türk Ceza Kanunu’nun “Hükümete karşı suç” başlıklı 312. hususu uyarınca davanın şahitlerini Seyahat Parkı hareketlerine yönlendirdiği savıyla gözaltına alınıp tutuklandığını belirten Ketenci, “Tanıkların hepsi dinlendi. Hepsi kendi kararlarıyla orada bulduklarını söz ettiler. Ve de kendi toplumsal medya paylaşımlarını kendilerinin kullandıklarını, Ayşe’nin yalnızca menajer olduğunu, işleriyle ilgili bahiste kendilerine yalnızca yardımcı olabileceğini, kendi özel hayatlarında ve bu biçim kararlarda Ayşe’nin faal bir rolü olmadığını açıkça belirttiler” açıklamasında bulundu.
