Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesindeki müze, yaklaşık 37 yıldır Hititlerden Frigyalılara, Selçuklu’dan Osmanlı’ya kadar birçok medeniyetten tarihi yapıta mesken sahipliği yapıyor.
Tamamına yakını Karadeniz Bölgesi’ne ilişkin yapıtlardan oluşan müze, Giresun Kalesi’ne ve tarihi Zeytinlik semtine yakınlığıyla son yıllarda kente gelen turistlerin ziyaret ettiği yerlerden biri durumunda.
Bunun yanı sıra müze öğrenciler tarafından da sıkça ziyaret ediliyor. Okulların düzenlediği müze seyahatleriyle öğrenciler tarihi eserler ve bölgenin geçmişi hakkında bilgi edinme bahtına sahip oluyor.
Müzedeki eserler, vakit zaman depoda korunanlarla değiştiriliyor
Giresun Müzesi Müdürü Hulusi Güleç, müze binasının 1860’lı yıllarda yapılan Ortadoks kilisesi olduğunu söyledi.
Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi sonrasına kadar kilisenin yaklaşık 20 yıl kadar da cezaevi olarak kullanıldığını aktaran Güleç, binanın 1988’de müze olarak açıldığını kaydetti.
Güleç, arkeolojik ve etnografik yapıtların müzede birlikte sergilendiğini belirterek, burada yaklaşık 12 bin yapıtın yer aldığını anlattı.
Bunun yalnızca 2 bin kadarını sergileyebildiklerini aktaran Güleç, “Mekan dar, yalnızca kilise içerisindeki alanı kullanabiliyoruz. Yaklaşık 10 bin yapıtımız ise depolarımızda korunuyor, bunları vakit zaman bakımdan geçirip teşhirdeki yapıtlarla yer değiştiriyoruz” dedi.
Müzede milattan evvel 3 binli yıllardan Osmanlı’nın son periyoduna kadar yapıtların kronolojik sıra halinde sergilendiğini söz eden Güleç, “Eski Tunç çağına ilişkin çanak çömlek, taş balta, mızrak ve ok uçları üzere yapıtların yanında Roma devrine ilişkin birtakım pişmiş toprak kaplar, Bizans periyoduna ilişkin sikkeler, künyeler, küpeler, Osmanlı devrine ilişkin takı ve süs eşyaları, kıyafetler üzere çeşitli yapıtları sergiliyoruz. diye konuştu.
Güleç, ikinci derece doğal ve arkeolojik sit alanı olan Giresun Adası’nda gerçekleştirilen hafriyatlarda ortaya çıkarılan yapıtları de müzede sergilediklerini lisana getirerek, şöyle devam etti:
“Adada yaptığımız hafriyatlarda birtakım sikkeler, seramik kesimleri ve kase çıktı. Bu kase daha çok Ege ya da Akdeniz Bölgesi’ni yansıtıyor. Adaya ticaret kolonilerinin getirdiği ya da satın alınmış bir eser olabilir. Bunun yanında bir de kitabe çıktı. Aslında 12 yıl boyunca süren kazılardan en değerlisi bu kitabeydi zira adadaki kilise, şapel ve öbür yapıların hangi devirde ve kimler tarafından yapıldığını çok fazla bilemiyorduk. Bu kitabenin çıkmasıyla 13. yüzyılda yapıldığını ve bu yapı komplekslerinin o periyoda ilişkin olduğunu tespit edebildik.”
Müzenin yeni açıldığı yıllarda eser sayısını artırmak hedefiyle Sinop, Samsun ve Tokat’tan eserler getirildiğini aktaran Güleç, bu yapıtların sayısının 2 bin civarında olduğunu kaydetti.
Karadeniz Bölgesi’ne gelen yerli ve yabancı turistlerin müzeyi ziyaret ettiğini aktaran Güleç, fiyatsız gezilen Giresun Müzesi’ni geçen yıl yaklaşık 25 bin kişinin gezdiğini söyledi.
Özellikle nisan, mayıs ve haziran aylarında kentteki okulların müzeye seyahat düzenlediğini belirterek, bunun son devirlerde daha da ağırlaştığını kelamlarına ekledi.
