Arnavutluk’un güneyindeki bir mağarada dünyanın en büyük yer altı termal gölü bulundu. o2.pl’nin haberine nazaran bu sıra dışı su rezervuarının birinci izleri dört yıl evvel keşfedilmişti, fakat çağdaş 3 boyutlu tarayıcılar sayesinde, gölün boyutları artık tam olarak ölçülebildi.
Araştırmayı finanse eden vakfın ismiyle “Neuron” olarak isimlendirilen göl, 138 metre uzunluğunda ve 42 metre genişliğinde. Her iki keşfe de liderlik eden mağara araştırmacısı Marek Audy, bu harika keşfin sunulmasında kesin bilimsel araştırmaların değerine dikkat çekti.
Live Science’ın belirttiği üzere, birinci keşif sırasında bilim insanları, Arnavutluk ve Yunanistan ortasındaki hudut bölgesinde zımnî bir oda buldular. Lakin, siyasi gerginlikler nedeniyle bu alan uzun müddet araştırma maksatlı kullanılamadı. Grup, Leskovik kasabasının etrafını incelerken, bir dağ sırasından yükselen büyük bir buhar sütunu fark etti. Yakından yapılan incelemede, buharın 100 metreden daha derin bir uçurumdan yükseldiği belirlendi.
Göl yaklaşık 3,5 olimpik yüzme havuzunun hacmine eşdeğer
Geçtiğimiz yıl, Neuron Vakfı’nın dayanağıyla araştırmacılar, lidar tarayıcıları kullanarak bölgeye geri döndü ve gölün ayrıntılı haritasını çıkardı. Yapılan incelemeler sonucunda, gölde 8 bin 335 metreküp su bulunduğu tespit edildi. Bu ölçü, yaklaşık 3,5 olimpik yüzme havuzunun hacmine muadil.
Audy, Neuron Gölü üzerinde yapılacak daha fazla araştırmanın, yer altı ekosistemleri ve jeolojik süreçler hakkındaki anlayışımızı değerli ölçüde derinleştirebileceğini tabir etti. National Geographic’e yaptığı açıklamada, “Mağaranın öbür kısımlarını keşfetmek ve bölgenin jeolojisi ile biyolojisi hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyoruz” dedi. Audy, bu araştırmaların, yer altı dünyasının sırlarını ortaya çıkarma açısından büyük bir potansiyele sahip olduğunu belirtti.
Daha evvel Macaristan’da emsal lakin daha küçük bir yer altı termal gölü keşfedilmişti. Romanya’nın başşehri Bükreş’teki Türk hamamlarının altında yer alan mağara, o periyotta dünyanın en büyük faal termal su mağarası olarak biliniyordu. Arnavutluk’taki keşif ise yalnızca bilimsel bir muvaffakiyet olmakla kalmayıp, tıpkı vakitte Dünya yüzeyinin altında gerçekleşen karmaşık süreçleri daha yeterli anlamak için de değerli bir fırsat sunuyor. Bilim insanları, bu eşsiz ekosistemin sırlarını keşfetmek hedefiyle araştırmalarını devam ettirmeyi planlıyor.
