Çelik, AA muhabirine, otomotiv sanayisinin hem ana sanayi ihracatını hem de tedarik sanayi ihracatını barındırdığını söz etti.
Ana endüstride binek, hafif ticari araç, eşya taşımaya mahsus araçlar, midibüs, minibüs ve otobüs üzere sınıfların yer aldığını belirten Çelik, tedarik yahut yan endüstride ise özgün araç üretici firmalarına satış sonrası pazarı diye isimlendirilen kullanımdaki araçlar için yedek modül eserlerinin ihracatının yapıldığını aktardı.
Geçen yıl bu alt kümelerin hepsinde ihracat artışı kaydettiklerini hatırlatan Çelik, dış satımda en kıymetli alt kümenin ise tedarik endüstrisi olduğunu vurguladı.
Çelik, geçen yıl 37 milyar 211 milyon 661 bin dolarlık ihracatla tüm vakitlerin rekorunu kıran otomotiv bölümünün bu dış satımının yaklaşık yüzde 40’ını tedarik endüstrisinin gerçekleştirdiğini lisana getirerek, tedarik sanayisinin 2024’te yüzde 5,18 artışla 14 milyar 879 milyon 114 bin dolarlık dış satıma imza attığını belirtti.
Tedarik endüstrisinde geçen yıl, en çok ihracatın 3 milyar 179 milyon dolarla Almanya’ya yapıldığını anlatan Çelik, ikinci sıradaki ABD’ye dış satımın yüzde 20 artarak 1 milyar doları aştığını söz etti.
Çelik, otomotiv kesimine en büyük katkıyı tedarik endüstrisinin verdiğine değinerek, “Devamında binek ve ticari araç kümeleri geldi. Türkiye otomotiv sanayisinin tabana yayılan bacağı tedarik sanayi ve tedarik sanayi ihracatının makul oranda artış gösteriyor olması kıymetli zira tedarik endüstrisi, ihracatçı sayısının çok fazla olduğu ve istihdama da tesirinin çok daha yüksek olduğu bölüm. Biz tedarik endüstrisini çok fazla önemsiyoruz.” diye konuştu.
Tedarik endüstrisinin de kendi içinde ikiye ayrıldığını vurgulayan Çelik, şunları söyledi:
“Türkiye tedarik endüstrisi, OEM (ana sanayi) yani orjinal araç üretici firmalarına ve aftermarket yani satış sonrası pazarına modül ihraç ediyor. Bilhassa satış sonrası pazarına ihracat yapan tedarik endüstrimizde inanılmaz bir dinamizm ve büyüme var. Bu çerçevede satış sonrası pazarında önümüzdeki yıllarda çok daha büyük rekor ihracat kıymetlerine ulaşacağımızı düşünüyoruz.”
SATIŞ SONRASI BÜYÜMEDE ÇİFT HANELİ BÜYÜME HEDEDİ
Türkiye’nin otomotiv sanayisinde en fazla ihracatın tedarik endüstrisinde gerçekleştirildiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
“Türkiye’nin otomotiv üreticisi ve ihracatçısı bir ülke olmasını sağlayan en değerli öge aslında ekosistemi. Ekosistemi içinde barındıran tek başına ana sanayi değil. Aslında ardındaki itici güç tedarik endüstrisi. Tedarik altyapısının gelişmesiyle bilhassa 2000’li yılların birinci 10 yılında Türkiye’de tedarik sanayisinde eksponansiyel yani katlanarak bir büyüme gerçekleşti. 2000’li yılların ikinci 10 yılında ise bilhassa aftermarket yani satış sonrasında çok büyük bir büyüme gerçekleşti. Şu an satış sonrası tarafında büyümeler çift haneli.”
YÜZDE 80 YERLİLİK
Çelik, Türkiye’deki otomotiv yatırımlarında tedarik endüstrisinin değerli bir tesirinin olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
“Tedarik sanayisi Türkiye’deki otomotiv sanayisinin gücünü barındırıyor. Otomotiv sanayimizin 2025 yılı ihracat amacını 39 milyar dolar olarak belirlemiştik. Tedarik endüstrinin toplam otomotiv ihracatından ortalama yüzde 40 hisse aldığını göz önünde bulundurarak, 2025 yılında tedarik endüstrinde 15-16 milyar dolar aralığında bir ihracat sayısına ulaşılacağını öngörüyoruz. Türkiye’deki OEM yatırımlarının gerisinde tedarik ekosisteminin gücü var. Burada çok değerli seviyelerdeyiz. Yüzde 80’lere varan araç içi kesimleri üretebilme kabiliyetine sahibiz. Yani yüzde 80 yerliliğe ulaşan Türkiye’de araçlarımız var. Otomotivde çok kıymetli bir dönüşüm var. Çeşitli riskler barındırıyor. En değerli risk bildiğiniz üzere elektrikli araç dönüşümü. Bununla paralel otonom sürüş kabiliyetine sahip araç dönüşümlerinde de araçların modülleri değişiyor. Kimi eser kümeleri yok oluyor, birtakım eser kümeleri daha fazla kullanılmaya başlayacak ancak tedarik endüstrinin buna da adapte olabileceğini düşünüyoruz.”
