UEFA Avrupa Ligi son 16 çeşidi birinci maçında İskoçya takımı Rangers ile oynayacağı müsabaka öncesinde Fenerbahçe Asbaşkanı Acun Ilıcalı, Can Bartu Tesisleri’nde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Acun Ilıcalı, açıklamalarında şu tabirleri kullandı:
“Yerli hakemler olabilir. Periyot dönem dünyanın birçok yerinde de olmuştur. Birçok ülkede de bunun bir uygulaması var. Bu hususta yerli hakemlerle ilgili acayip bir mana verip onların yanılgılarının acılarını çekmeye gerek yok. Şöyle bir gerçek var, dünyanın en düzgün hakemlerinin gelip maç yönetmesi VAR’da olması lazım. Bu türlü olduğu vakit adaletin geleceğine inanıyoruz. Bunu da en başından beri söylüyoruz zati. Beşiktaş ve Trabzonspor birebir açıklamaları yaptı. Türkiye’de aklı başında olan, adalet isteyen herkesin ön planda yabancı hakemlerle alana çıkmasının gerektiğini düşünüyorum. Daha evvel de sorduğum üzere bir defa daha soruyorum: Türk hakemlerinin hangi ekibi tuttuğunu biliyor muyuz? Ben bunu bir sefer daha soruyorum. Biliyor muyuz? Bilmiyor muyuz? Ben de diyorum ki Maribor’da benim kadrom var diye oradan hakem gelmesinde o hassasiyeti gösterenler bugün, Fenerbahçeli ve Galatasaraylı hakemlerin maç yönetmesinde neden bu kadar rahatlar? Dün okudum Fenerbahçeli bir hakem maç yönetmiş. Yönetmesin. Güya biz ‘Fenerbahçeli hakemler yönetsin’ diyoruz. Ekip tutan hakemler maç yönetmesin diyoruz. ‘Fenerbahçeli hakem Fenerbahçe’nin maçını yönetti’ diyorlar. Yönetmesin. Galatasaraylı hakem de istemiyoruz. Hangi hakemin, hangi grubu tuttuğunu bilmiyoruz. Ben artık size soruyorum, neden bilmiyoruz? Her yerde biliyorlar, dünyanın her yerinde açıklanıyor, biliniyor ancak bizde bilinmiyor. Bu hususta kulüp olarak çok derecede rahatsız olduğumuzu belirteyim. Hangi grubu tuttuğu aşikâr olmayan hakemlerin maç yönetmesinde adalet hissinin zedeleneceğini düşünüyoruz.”
“ÜLKEMİZİ EN HOŞ FORMDA TEMSİL EDECEĞİZ”
“Mutluyuz, gururluyuz. Bence elemelerde en sıkıntı kümeden çıktık. O vakitler da söylüyorduk, rakiplerimiz hem formda hem argümanlı, çok güçlü rakiplerdi. Olağan ki çok güç maçlar oynadık, eksik takımlarla oynadık. UEFA kurallarını biliyorsunuz, bir kez yazıyorsunuz, sonra sakatlık olunca yerine koyamıyorsunuz.
Genç kadro oyuncularıyla çıktığımız deplasmanlar oldu, kulübede 5 genç oyuncumuzun yer aldığı oldu. Bunların hepsini aştık ve ikinci cinse çıktık. İkinci tıpta tam manasıyla gücümüzü gösterdik. Orada esasen transfer yapabilmiş olmanın avantajı var. Anderlecht’i eledik. Artık tekrar şiddetli bir rakip, Rangers FC. Hocamıza, çocuklarımıza inanıyoruz. Ekibin havasını zati görüyorsunuz. Adım adım yükseliyoruz. Heyecanla yarını bekliyoruz fakat Avrupa kupalarında hiçbir maçın ne garantisi var ne de favorisi var. Ben bir Fenerbahçeli olarak çok memnun ve gururluyum. İnşallah ülkemizi en hoş halde temsil edeceğiz.”
EN AĞIR TENKİTLER VARKEN BİLE HOCAMIZA DAİMA LİDERİMİZ BAŞTA OLMAK ÜZERE ‘ARKANDAYIZ.’ DEDİK
“Süper Lig için söyleyebileceğimiz tek bir şey var. En başından beri planladığımız üzere sonuç prestijiyle dünyanın en güzel teknik yöneticilerinden birinin geldiği, çok yeterli bir takımın oluşturulduğu bir dönem başladı. Dönem başlarken her yeni hocanın yaşayabileceği zorlukları, grubu tanıma süreci olsun, alışma süreci olsun… Hocamız da gördüğünüz üzere, -bütün futbolseverlerin ve futbol otoritelerinin de hemfikir olduğu husus budur herhalde- grubu evvel tanıyıp sonra ekibe nazaran sistem geliştirip sonra o sistem üzerinde ısrar edip meyvelerini almaya başladı. Biz kendisine güvendiğimizi söyledik. En başından beri en ağır tenkitler varken bile hocamıza daima Liderimiz başta olmak üzere ‘Arkandayız.’ dedik. Liderimiz o itimadı daima hissettirdi. Biz daima hissettirdik. Ben de kendisiyle çabucak hemen her gün beraberim. Ona ne kadar inandığımızı daima hissettirdik. Sonuç prestijiyle futbol bildiğiniz üzere evvel yanlışsız proje, sonra o projede ısrar ve bence muvaffakiyetin bütün sırrı bu. Şu anda Fenerbahçe’nin yaptığı da bu; gerçek bir projede, yanlışsız hocayla ısrar ediyoruz. Ocak ayında eksikleri tamamladık. Açıkçası güzel bir devirdeyiz. Allah nasip ederse evvel UEFA Kupası’nda sonra Ligde de yolumuza devam edeceğiz. Hoş günler yaşıyoruz.”
“TAKIM İÇERİSİNDE TAM MANASIYLA BİR BİRLEŞME VAR”
“Futbolun ruhsal tarafı çok kıymetlidir. Her şey alanda muhakkak olur lakin tıpkı kadroyla, birebir oyuncularla uygun oynayıp makûs oynadığını gördüğümüz üzere bunun ve gerisinde da ruhsal sebepler olduğu gerçeği de vardır. Ruhsal üstünlük müdür, bilemem ancak psikolojimizin çok uygun olduğunu söyleyebilirim. Kadro içerisinde tam manasıyla bir birleşme var. Ekibin tek beden olduğunu hissediyorsunuz. Taraftarımız da bunun farkında. Son haftalarda taraftarımızı çok övdüm ki fazlasını hak ediyorlar. Topluluk olarak psikolojimiz pek uygun. Bence yabancı VAR gelmesi Türk futbolunda birinci kırılma noktasıydı. Yabancı VAR geldikten sonra da dikkat edersiniz ivmenin artık bize gerçek döndüğünü görüyoruz. Birinci bizim yapmamız gereken futbola adaleti getirmekti. Bunun için çok çabaladık. Eylülden beri çabaladık, sonra öbür kulüplerimiz de bize birebir halde dayanak verdiler. Türkiye’deki problemleri onlar da gördü. Bir tek biz konuşmadık, birçok ekip konuştu ve sonunda da Türkiye’de bir şeyler değişiyor, bunu görüyoruz. Artık eskisi üzere ‘şu maça şu hakemi atayayım, bu maça bu hakemi atayayım’ bölümü bitti. Bu hafta içerisinde ya da hafta sonuna yanlışsız yeniden açıklamalarım olacak fakat genelini soruyorsanız sahiden hoş şeyler oluyor. Ben adaletin Türkiye’de, futbolda her geçen gün daha fazla tecelli ettiğini görüyorum, derbi maçında da tıpkı biçimde. O yüzden bu değişkenlikler evvelce ‘A pardon, hangi ruh halindeydim, bilmiyordum. Nasıl verdim bu penaltıyı? Kendimde değildim’ kısmından artık daha hoş günlere geldik. O yüzden o açıdan da umutluyuz. Topluluk olarak heyecanlıyız. Üç kulvarda devam ediyoruz. Takımımıza inanıyoruz. Lakin hiçbir kadrosu da küçümsemiyoruz. Bütün rakiplerimiz, Avrupa’daki rakiplerimiz de güçlü, Türkiye’deki rakiplerimiz de güçlü. Sonuna kadar birebir biçimde devam edeceğiz.”
“ÜLKEMİZİN ARDIMIZDA OLDUĞUNU HİSSEDİYORUZ”
“Gönül isterdi öbür kadrolarımız da olsun. Bu bir yandan sevindiriyor bir yandan da üzüyor beni. Tek kadro olmanın gururu çok değerli evet, lakin neden birkaç ekibimiz daha olmasaydı? Düzgün ve güçlü kadrolarımız var, hayalimiz de birçok kadromuzun burada olması. Şu anda bir tek Fenerbahçe var mı? Var. Bu tıpta da güçlü bir ekiple oynayacağız lakin ben yeniden tezli olduğumuzu düşünüyorum. Ülkemizin gerimizde olduğunu hissediyoruz. İnşallah Türk futbolu için de kıymetli muvaffakiyetler elde ederiz. Bu tıp bizim için bir gaye değil yalnızca pürüz.”
