Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Hırvatistan Dışişleri Bakanı Gordan Grlic Radman ile düzenledikleri ortak basın toplantısında, Avrupa’nın güvenliği problemine dair değerli açıklamalarda bulundu. Fidan, Avrupa’nın güvenlik problemlerinin sadece Ukrayna’daki savaşla sonlu tutulamayacağını belirterek, Avrupa’nın güvenlik mimarisinin uzun vadeli ve stratejik bir bakış açısıyla ele alınması gerektiğini tabir etti.
Fidan, kelamlarına şöyle devam etti: “Sürdürülebilir ve caydırıcı bir güvenlik mimarisi lakin Türkiye’nin iştiraki ile mümkündür.” Bu açıklama, Türkiye’nin Avrupa güvenlik yapısındaki kritik rolünü vurgulayan bir bildiri olarak değerlendirildi.
Hırvatistan Dışişleri Bakanı Gordan Grlic Radman de Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) aday ülkesi olarak büyük değere sahip olduğunu belirterek, “Türkiye Cumhuriyeti bizim için anahtar konumdadır ve Avrupa Birliği aday ülkesi olarak hem jeopolitik hem de jeostratejik olarak çok değerli bir pozisyondadır,” tabirlerini kullandı.
İki Bakan görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Bakan Fidan şöyle konuştu:
“Hırvatistan ile ikili ticaret hacmimiz 1 milyar dolara yaklaşmış durumda. Bu sayısı önderlerimizin belirlediği maksat doğrultusunda birinci basamakta 2, daha sonraki evrede 5 milyar dolara nasıl ulaştırabiliriz, onun arayışı içerisindeyiz. Karşılıklı yatırımlarımızı artırmak için kimi çalışmalar da yürütüyoruz. Hırvatistan ile sanayi alanındaki iş birliğimiz de giderek gelişmekte. İki hafta evvel iki ülke Savunma Bakanları Ankara’da bir ortaya geldiler ve gündeme alabileceğimiz yeni projeleri değerlendirdiler. Bu stratejik alandaki iş birliğimizi daha da derinleştirmek istiyoruz.
Türkiye olarak özellikle yenilenebilir güç alanında faaliyet gösteren firmalarımızın yatırımları aracılığıyla Hırvatistan’ın Avrupa’nın güç arz güvenliğine daha fazla katkı yapmasını görmek istiyoruz.
Balkanlar’da istikrarın korunması için yakın diyaloğumuzu Hırvatistan ile sürdürüyoruz. Türkiye ve Hırvatistan, bölgesel barış ve istikrar açısından değerli ortaklarıdır. Bölgesel sahiplenme anlayışıyla Hırvatistan ve Bosna Hersek ile üçlü istişare sistemini tesis etmiştik. Tıpkı anlayışla Güneydoğu Avrupa İşbirliği süreci kapsamında da Hırvatistan ile iş birliğimiz sürmekte.
“Herkesi itidalli davranmaya davet ediyoruz”
Maalesef Bosna Hersek’teki kurucu çizgiler ortasındaki ahengi ve dengeyi riske atan beyan ve kararların arttığını görüyoruz. Birtakım ülkelerin tansiyonu yükselten atılımlar yaptığına tanıklık ediyoruz. Tek taraflı telaffuzlardan kaçınılması ve problemlerin diyalog yoluyla çözülmesi büyük kıymet taşımakta. Daha evvel de vurguladığımız üzere Türkiye’nin Bosna Hersek’in egemenliği ve toprak bütünlüğüne yönelik takviyesi tamdır. Herkesi itidalli davranmaya davet ediyoruz. Provokasyonlara değil, iş birliği, uzlaşı ve diyaloga gereksinimimiz var .
“Rusya-Ukrayna savaşının müzakereler yoluyla tahlile kavuşturulması gerektiğini vurguladık”
En başından bu yana (Rusya-Ukrayna) savaşın müzakereler yoluyla tahlile kavuşturulması gerektiğini daima vurgulaya geldik. Türkiye olarak diyalog ve diplomasiyi temel alan teşebbüslere katkı sunmaya hazır olduğumuzu her fırsatta lisana getirdik, lisana getirmekle kalmadık, pratik adımlar attık. Geçtiğimiz hafta sonu Londra’da katıldığım toplantıda da bu tavrımızı Avrupalı müttefiklerimizle paylaştım. Öte yandan, Avrupa’nın güvenliği problemi yalnızca Ukrayna’daki savaşa indirgenemez. Avrupa’nın güvenlik mimarisi konusu uzun vadeli ve stratejik bir bakış açısıyla ele alınmalıdır. Bu çerçevede sürdürülebilir ve caydırıcı bir güvenlik mimarisi lakin Türkiye’nin iştiraki ile mümkündür.
Görüşmelerimizde Filistin sıkıntısını de ele aldık. Ateşkesin tüm kademelerinin hayata geçirilmesi gerekmekte. Bununla birlikte İsrail hükümeti Gazze’de ve Batı Şeria’da milletlerarası hukuku hiçe saymaya devam etmekte. İsrail hükümeti aldığı son kararla insani yardımların Gazze’ye girişini yasakladı. Bu karardan bir an evvel geri dönülmesi gerekiyor. Bu vesileyle Arap Ligi Harikulâde Zirvesi’nde Gazze’nin yine imarı ile ilgili kabul edilen planı memnuniyetle karşıladığımızı söz etmek istiyorum.
Yarın Cidde’ye giderek İslam İşbirliği Teşkiları 20’nci Harika Dışişleri Bakanları Kurulu Toplantısı’na katılacağım. Bu toplantıda Filistinlilerin Gazze’den zorla göç ettirilmesine yönelik teşebbüslere reaksiyonumuzu bir kere daha toplu bir formda İslam dünyası olarak ortaya koyacağız.
“Türkiye olarak Suriye halkını desteklemeye devam edeceğiz”
Suriye’de düzenlenen Ulusal Diyalog Konferansı sonrasında ulusal uzlaşının tesisi istikametinde atılan adımlar değerlidir. Memleketler arası toplum da bu sürece dayanak vermelidir. Bu takviyesi göstermenin en somut yolu ise yaptırımları şartsız ve azami oranda kaldırmaktır. Öte yandan son periyotta kimi çevrelerin tahrik ve kışkırtmalara sürat verdiğini görmekteyiz. Suriye halkının ülkenin toprak bütünlüğü ve birliği paydasında kenetlenmesi ehemmiyet taşımakta. Türkiye olarak Suriye halkını desteklemeye devam edeceğiz.”
Radman: Türk şirketlerinin Hırvatistan’daki potansiyeli keşfetmesi beni çok memnun ediyor
Hırvatistan Dışişleri Bakanı Radman ise şunları kaydetti:
“Hakan Fidan Beyfendiyle çok yapan bir görüşme gerçekleştirme imkanını buldum. Bu görüşme iki taraflı olarak uygun ve dostça münasebetleri ve her alandaki ikili ilgileri geliştirmeye ne kadar istekli olduğumuzu göstermiş oldu. Karşılıklı olarak paylaştığımız bahislerin hepsi çok büyük değer arz etmektedir.
Son üç senede 1 milyar dolardan fazla hacme sahip olan karşılıklı ticaretimizin gelecekte de çok olumlu alanda ilerleyeceğini düşünüyorum. Bilhassa çok sayıda Türk şirketinin Hırvatistan’daki potansiyeli keşfetmesi beni çok memnun ediyor. Şirketler buraya yöneliyor ve kıymetli yatırımlar yapıyorlar. Birkaç kesimde turizm, güç, inşaat ve bankacılık üzere alanlarda çok kıymetli gelişmeler sağlanmıştır.
Rusya-Ukrayna konusunda sayın Bakanımızın da zikrettiği üzere kıymetli paylaşımlarda bulunduk. Biz de barış ve istikrarın sağlanması için elimizden geleni yapmak istiyoruz ve bunu dilek ediyoruz. Bilhassa Güneydoğu Avrupa’daki olaylarda Hırvatistan’ı çok yakından komşu ülkeler olarak ilgilendirdiği için bizim için de çok büyük değer arz etmektedir.
“Türkiye bizim için anahtar konumdadır”
Türkiye Cumhuriyeti ile AB ortasındaki alakalar konusunda paylaşımlarda bulunduk. Türkiye Cumhuriyeti bizim için anahtar pozisyondadır ve AB aday ülkesi olarak bizim için hem jeopolitik hem de jeostratejik olarak çok değerli bir pozisyondadır. Çok büyük bir role sahiptir. Bilhassa gelecekteki dünyadaki barışın ve istikrarın sağlanması için oynadığı rolü çok yakın bir halde görmekteyiz. Hakan beyefendiyi bu hususta tebrik etmek istiyorum. Bilhassa Londra’da önderler tepesinde gösterdiği tavır için ve Türkiye Cumhuriyeti ismine yaptığı konuşmadan dolayı tebrik etmek istiyorum. Bizim için Türkiye anahtar pozisyondadır, anahtar partnerdir ve AB’ye aday ülke olarak ve NATO müttefiki olarak görüyoruz. Bu bağları en doruğa çıkarmak istiyoruz.
Suriye’den göçmen olarak gelen insanların ve göçün idaresi konusundaki iş birliğinin de ne kadar değerli olduğunu biliyoruz. Bu mevzuda iş birliğinde bulunmaya devam edeceğiz.
“Bosna Hersek’teki tüm halkların barış ve istikrar içerisinde yaşamasını istek ediyoruz”
Bosna Hersek’teki barış ve istikrar hem Hırvatistan hem Türkiye Cumhuriyeti açısından çok kıymetlidir ve Türkiye’nin buradaki rolünün sahiden ne kadar kıymetli olduğunu biliyoruz. Bilhassa Yugoslavya parçalandıktan sonra savaşın durdurulması için ve Bosna Hersek’te barışın tesis edilmesi için, o vakit misyonda olan sayın Demirel’in gösterdiği çabaları da anımsıyoruz. O zamanki Cumhurbaşkanımız ile iş birliği ve konuşmaları hepimizin hafızasındadır. Savaşın durdurulması için yapılanları hatırlıyoruz. Bosna Hersek’teki tüm halkların barış ve istikrar içerisinde yaşamasını istek ediyoruz.”
