PSP, 692.000 km/saat (430.000 mil/saat) süratle seyahat ederek insan üretimi en süratli uzay aracı oldu. Bu yüksek sürat sayesinde Güneş’e bu kadar yakın olmasına karşın, son derece kısa vadeli bir geçiş yaptı. Bu geçişte PSP’nin üzerinde bulunan dört ana aygıttan biri olan WISPR (Geniş Açılı Görüntüleyici), Güneş’in dış atmosferi olan koronayı ve güneş rüzgarını eşi gibisi görülmemiş bir netlikte görüntülemeyi başardı.
NASA’nın Bilim Misyonları Direktörlüğü’nden Nicky Fox, “Parker Güneş Sondası bizi bir sefer daha en yakın yıldızımızın dinamik atmosferine taşıdı,” diyerek, bu dataların uzay hava durumu varsayımlarında ihtilal yaratacağını ve hem astronotların güvenliği hem de uzay teknolojilerinin korunması için kritik rol oynayacağını vurguladı.
Güneş rüzgarı, Güneş’ten daima olarak yayılan yüklü parçacık akımlarıdır. Bu rüzgarlar, Dünya’daki göz alıcı kutup ışıklarının kaynağı olurken, tıpkı vakitte elektrik şebekelerine ve uydulara ziyan verebilecek manyetik fırtınalara da neden olabilir. Bilhassa Dünya’ya yanlışsız yönelmiş koronal kütle atımları (CME) milyarlarca ton plazmayı yüksek suratlarla taşıyabilir.
Bu çeşit olayların tesirlerini daha güzel anlamak, bilhassa alçak yörüngede artan uydu yoğunluğu ve Ay’a yönelik yeni misyonlar açısından hayati değer taşıyor. Uzay hava durumu kestirimlerinin güçlenmesiyle hem Dünya’daki altyapılar hem de uzaydaki vazifeler daha düzgün korunabilecek.
NASA Goddard Uzay Uçuş Merkezi’nden PSP misyon bilimcisi Adam Szabo, “Henüz nihai bir fikir birliği yok fakat elimizde çok farklı yeni bilgiler var” diyerek, sonraki yaklaşımın Eylül 2025’te gerçekleşeceğini ve bu sayede daha fazla bilgi toplanacağını belirtti.
Parker Güneş Sondası’nın bir sonraki yakın geçişiyle birlikte hem yavaş güneş rüzgarı hem de başka güneş olayları hakkında daha fazla bilgi edinilmesi bekleniyor. Ve elbette, Güneş’ten gelen daha da çarpıcı imgelerle…
