Filistinlilerin yaşadığı zorlukları gözler önüne seren Oscar ödüllü Başka Vatan Yok belgeselinde Filistinlerin sesi olan Awdah Hathaleen, İsrailli yerleşimciler tarafından öldürüldü.
Hathaleen öldürüldüğü an kameraya yansıdı. Görüntülerde, ABD Başkanı Joe Biden tarafından yaptırım listesine alınan fakat Donald Trump tarafından bu listeden çıkarılan yerleşimci Yinon Levi, Filistinlilerin üzerine rastgele ateş açarken Hathaleen öldürdüğü ortaya çıktı.
Levi gözaltına alındı, fakat kısa müddette hür bırakıldı. İsrail polisi, olayı soruşturduklarını açıkladı. İsrail ordusu ise bir İsrailli sivilin taş atan kümeye ateş ettiğini söyledi.
‘İSRAİL BİZİ BU TÜRLÜ YOK EDİYOR’
Hathaleen, yerleşimcilerin dozerle köy yerine girmesi ve ağaçları tahrip etmesi sonrası öteki Filistinlilerle yerleşimcilere müdahale etmeye çalıştı. Lakin olay yerinde vurularak öldürüldü.
Yerel kaynaklara nazaran, köylülerden biri dozerin operatörünü durdurmak için yaklaştığında dozerin bıçağıyla yere savruldu.
Bunun üzerine Filistinliler müdahale etmeye çalıştı. Yerleşimci Levi yerleşimden çıkarak Filistinlilere ateş açtı.
Olay sırasında Hathaleen uzakta bir noktada duruyordu. Kurşun göğsüne isabet etti. Arkadaşı ve belgeselin diğer yönetmeni Basel Adra, “Sevgili dostum Awdah bu akşam katledildi. Köyündeki halk merkezinin önünde duruyordu. Bir yerleşimcinin kurşunu göğsüne saplandı. İşte İsrail bu türlü yok ediyor bizi, birer birer” dedi.
SON SÖZLERİ YARDIM ÇAĞRISIYDI
Hathaleen, vurulmadan kısa müddet evvel son iletisinde yardım davetinde bulunmuştu. “Yerleşimciler konutlarımızın gerisinde bina yapıyor. Şu anda su ve elektrik çizgilerimizi kesiyorlar. Şayet kongre, mahkeme ya da öteki yerlere ulaşabiliyorsanız, ne gerekiyorsa yapın” tabirlerini paylaşmıştı.
Filistin Eğitim Bakanlığı, sosyal medya üzerinden yayımladığı açıklamada, “Hathaleen, El Halil yakınlarındaki Umm al-Kahir köyüne yapılan taarruzda yerleşimciler tarafından öldürüldü” sözünü kullandı.
Hathaleen, daha evvel Filistinli ve İsrailli gazetecilerin ortaklaşa kurduğu +972 mecmuasında zorla tahliyelerle ilgili yazılar kaleme almıştı.
Geçtiğimiz hafta yayımlanan yazısında, “Yıkım grupları köye giriyor. Tüm çocuklar annelerine koşuyor. Anneler konutlarından kurtarabilecekleri eşyaları toplamaya çalışıyor. Herkes göz ucuyla izliyor. Bugün kimin meskeni yıkılacak diye bekliyoruz. Askerler dozerlerden iniyor. Herkes birbirinin gözünün içine bakıyor ancak teselli edecek kelam yok. Çocuklar ‘neden’ diye soruyor. Yanıt veremiyoruz” tabirlerini kullanmıştı.
