Mısır’ın Sakkara bölgesinde yapılan arkeolojik hafriyatlarda, yaklaşık 4.400 yıl öncesine ilişkin bir prens mezarında şimdiye kadar keşfedilen en büyük ‘sahte kapı’ ortaya çıkarıldı. Pembe granitten yapılmış bu dev kapı, antik Mısır inancına nazaran vefattan sonraki yaşama geçişi simgeliyor.
Dünya tarihinin en gizemli uygarlıklarından biri olan Antik Mısır, binlerce yıl sonra bile insanlığın hayal gücünü zorlamaya devam ediyor. Son olarak Mısır’ın ünlü Sakkara nekropolünde yapılan hafriyatlar, bugüne dek bilinmeyen ‘Prens Userefre’ isimli bir prensin izini gün yüzün yüzüne çıkardı.
SAHTE KAPI ‘ÖTEKİ DÜNYAYA’ AÇILIYOR
Arkeologlar, prensin yeraltı mezarında yaptıkları incelemelerde, pembe granitten yapılmış 4.5 metre yüksekliğinde ve 1.15 metre genişliğinde devasa bir düzmece kapı keşfetti. Geçersiz kapılar, Antik Mısır mezar mimarisinde fizikî olarak açılmayan lakin manevî geçit olarak kabul edilen sembolik yapılardı.
SIRRA AÇILIYOR LAKİN GERÇEKTE BİR YERE GİTMİYOR
Gerçekte hiçbir yere açılmayan bu kapının, ölen kişinin ruhunun “öteki dünyaya” geçiş yapabilmesi için tasarlandığına inanılıyor. Hususla ilgili açıklama yapan Cambridge Üniversitesi’nden Dr. Melanie Pitkin, bu çeşit yapıların mezar sahiplerine ebedi ömürde rehberlik ettiğini belirtiyor:
“Sahte kapının önünde toplanan yakınları ve rahipler, ölen kişinin ismini yüksek sesle okuyarak ona adaklar sunardı. Bu, öteki dünyadaki ömrün devamı için kutsal bir ritüeldi.”
UNVANLARLA BEZELİ KAPI PRENSİN GÜCÜNÜ GÖSTERİYOR
Kapının üzerinde yer alan hiyeroglif yazıtlar, Prens Userefre’ye ilişkin unvanları günümüze taşıyor. Yazıtlar ortasında “Kalıtsal Prens”, “Buto ve Nekhbet Bölgeleri Valisi”, “Kraliyet Katibi”, “Yargıç”, “İlahı Okuyucu” ve “Bakan” üzere etkileyici unvanlar yer alıyor.
Bu kadar yüksek statüye sahip olmasına karşın Prens Userefre’nin varlığı bugüne kadar bilim dünyası tarafından bilinmiyordu. Bu da keşfi daha da değerli kılıyor.
PEMBE GRANİT KRALİYET AYRICALIĞI
Arkeologlara nazaran mezarda bulunan geçersiz kapının sadecfe boyutları değil, gereci de dikkat cazibeli. O periyotta mezar yapılarında çoklukla kireçtaşı kullanılırken, pembe granit sırf kraliyet mensupları için ayrılıyordu.
Üstelik bu bedelli taş, yaklaşık 650 kilometre uzaklıktaki Asvan bölgesinden taşınarak getirilmişti. Bu da Prens Userefre’nin sıradan bir soyludan çok daha fazlası olduğuna işaret ediyor.
Kazı çalışmalarına Eski Eserler Bakanı Dr. Zahi Hawass’ın liderlik ettiği grup devam ediyor. Bilim insanları şu anda Prens Userefre’nin asıl gömüldüğü mezar odasını bulmaya çalışıyor. Mezarın tamamı ortaya çıkarıldığında, Antik Mısır’ın toplumsal yapısına ve vefat inançlarına dair çok daha fazla bilgi edinilmesi bekleniyor.
