Toplu Kontrat görüşmeleri öncesi kamu çalışanlarının beklenti ve taleplerini gündeme taşımak maksadıyla İstanbul Kadıköy’de bir ortaya gelen Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu üyeleri, meydanda “8’inci devirde masanızın değil işçinin dediği olacak” pankartı açtı. Sık sık “Sermayeye değil işçiye bütçe”, “TÜİK elini cebimizden çek” sloganları atıldı.
‘BU OYUNU BOZACAĞIZ’
Konfederasyon Genel Başkanı Orhan Yıldırım, yaptığı açıklamada 7 periyottur sürdürülen toplu kontrat görüşmelerinin işçiler için bir kazanım değil, bir formalite haline geldiğini söz etti. Yıldırım, “Yetkili konfederasyonların hükümetin taleplerine boyun eğdiği bu masada artık biz varız. İşçilerin yok sayıldığı bu oyunu bozacağız” dedi.
Yıldırım, TÜİK’in Temmuz 2025 enflasyon datalarını eleştirerek, resmi sayıların halkın yaşadığı ekonomik gerçekliği yansıtmadığını savundu. TÜİK’in “Saray’ın muhasebe dairesi” üzere çalıştığını tez eden Yıldırım, bağımsız enflasyon bilgilerine nazaran halkın alım gücünün dramatik halde düştüğünü belirtti.
“Çarşıda, pazarda fiyatlar almış başını gitmişken, TÜİK’in masa başı sayılarıyla milyonlarca işçinin maaşı budanıyor. Enflasyon farkı ismi altında verilen kuruşlar, hayat pahalılığı karşısında buharlaşıyor.”
Konuşmasında son periyotta lokal idarelere yönelik baskılara da değinen Yıldırım, özellikle İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve öbür belediye yöneticilerine yönelik soruşturmaları hatırlatarak şu sözleri kullandı:
“Masumiyet karinesinin hiçe sayıldığı gözaltılar, tutuklamalar; hukukun üstünlüğüne değil, siyasi hesaplaşmalara hizmet ediyor. Bu hukuk dışı uygulamalar halkın iradesine açık bir müdahaledir.”
Birleşik Kamu-İş’in alandan derlediği taleplerin sadece fiyat artışından ibaret olmadığını vurgulayan Yıldırım, grevli ve gerçek toplu kontratlı bir sendika yasası, fiyat adaleti, kira dayanağı, kreş hakkı, takımlı ve teminatlı istihdam üzere birçok başlıkta ıslahat daveti yaptı.
Taleplerden kimileri şöyle:
Maaşlar yoksulluk sonunun üzerine çıkarılsın
Enflasyon farkları aylık olarak ödensin
%15 vergi dilimi sabitlensin
3600 ek gösterge tüm birinci derece memurlara uygulansın
Mülakat değil liyakat temel alınsın
Kamu çalışanlarına kira dayanağı ve fiyatsız kreş hakkı tanınsın
Son olarak konuşmasında işçilerin yalnız olmadığını vurgulayan Yıldırım, grev hakkının tanınmadığı bir mukavele nizamını kabul etmeyeceklerini belirtti:
“Bu ülkenin öğretmeni, sağlıkçısı, teknisyeni, mühendisi, güvenlik vazifelisi; daha fazla yoksulluğa mahkûm edilemez. Bu sefer hükümetin değil, meydandaki işçinin dediği olacak!”
