CHP Küme Başkanvekili Murat Buyruk, Silivri’de bulunan Marmara Cezaevi’nde ziyaretler gerçekleştirdi. “Filen ve hukuk dışı bir biçimde tutulan 10 arkadaşımızı ziyaret ettim bütün gün boyunca ziyaretlerimiz sürdü” diyen Buyruk, “Sayın İmamoğlu ile görüşmemde artık bir an önce iddianamenin yazılması gerektiğini, kendisinin yargılanmaktan asla kaçmayacağını ancak asıl olanın tutuksuz yargılanmak olduğunu, kendisinin seçilmiş belediye başkanı olarak İstanbullulara hizmet etmeyi bir misyon saydığını, hasebiyle da tutuksuz bir biçimde ve süratli bir iddianameyle yargılanmak istediğini, TRT’nin yayınlayacağı bir duruşma içerisinde de kendisinin temiz olduğunun ve atılı hataların her birinin çürütüldüğünün halkımız nezdinde de teker teker görüleceğini söyledi” dedi.
CHP Küme Lider Vekili Murat Buyruk Silivri’de bulunan Marmara Cezaevine bir ziyaret gerçekleştirdi. Küme Başkanvekili Buyruk, ziyaretler sonrası yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“100’ün üzerinde arkadaşımız burada tutuklu olarak tutuluyorlar ilgili ilgisiz davalardan”
– Silivri Cezaevinde filen ve hukuk dışı bir biçimde tutulan 10 arkadaşımızı ziyaret ettim bütün gün boyunca ziyaretlerimiz sürdü. Aslında vakit yetse burada günlerce görüşmeler yapmamız gerekiyor. Zira 100’ün üzerinde arkadaşımız burada tutuklu olarak tutuluyorlar. İlgili ilgisiz davalardan içinde kanıt olmayan, iftiracıların iftiraları ile oluşturulmuş savlarla burada fiilen tutuluyorlar. Bilhassa Sayın İmamoğlu ile görüşmemde artık bir an önce iddianamenin yazılması gerektiğini, kendisinin yargılanmaktan asla kaçmayacağını fakat aslı olanın tutuksuz yargılanmak olduğunu kendisinin seçilmiş belediye başkanı olarak İstanbullulara hizmet etmeyi bir misyon saydığını münasebetiyle da tutuksuz bir biçimde ve süratli bir iddianameyle yargılanmak istediğini, TRT’nin yayınlayacağı bir duruşma içerisinde de kendisinin günahsız olduğunun ve atılı cürümlerin her birinin çürütüldüğünün halkımız nezdinde de teker teker görüleceğini söyledi.
“Asıl hedeflediklerini toplumu susturmak, sindirmek bütün kendileri için risk olabilecek sesleri susturmak”
– Sayın Zeydan Karalar aynı formda, burada olmaması lazım. 11 yıl evvelki bir isnat var, 11 yıl evvel bir kabahat iftirada bulunuyorlar 11yıl öncesi için. Hiç ilgisi yok bunu destekleyecek hiçbir delil yok. Buna karşın Silivri’de niçin tutuluyor? Aslında kendisi Adana Büyükşehir Belediye Başkanı bir iddia varsa Adana’da yargılanması gerekir tutuksuz yargılanması gerekir. Adana’ya hizmet etmek için seçilmiş, Adana’ya hizmet etme aşkıyla yanıp tutuşan bir büyüğümüz, parti büyüğümüz. Birebir biçimde gazeteci Fatih Altaylı, cezaevine koydular olmadı artık YouTube kanalını susturmaya çalışıyorlar yeniden olmuyor olmayacak. Zira asıl hedeflediklerini toplumu susturmak, sindirmek bütün kendileri için risk olabilecek sesleri susturmak, tek sesli bir Türkiye yaratmak olduğunu hepimiz biliyoruz. Yoksa Fatih Altaylı ile ilgili bir sav dahi bulamadılar. Bir kanun unsuruna bile dayandıramadılar biliyorsunuz.
“Kızı Vera Tayfun içerideyken büyüdü Vera”
– Tayfun Kahraman, yıllarca buraya geldik dedik ki Anayasa Mahkemesi artık önündeki belgeyi açsın bir baksın. Tayfun Kahraman gerçek düzgün yargılanmadı. Anayasa Mahkemesi açsın baksın dedik, 40 aydır burada yatıyor Tayfun. Kızı Vera, Tayfun içerideyken büyüdü Vera. Ve artık Anayasa Mahkemesi hakikat bir formda yargılanmadığına karar verdi. Hakikat bir karar verdi. Geç olmakla birlikte hakikat bir karar verdi. Artık orada da ilgili mahallî mahkemenin bir an önce tutuksuz bir yargılamayı başlatmasını bekliyoruz. Tıpkı formda Aykut Erdoğdu bizim eski milletvekili arkadaşımız, yoldaşımız onun burada olmaması gerekiyor yasa gereği onun Ankara’da yargılanması gerekiyor. Belgelerin içeriğini biliyorum hiç ilgisi yok. Şile Belediye Liderimiz Özgür Kabadayı’yla görüştük.
“Artık operasyonlar bitsin. Artık adil ve şeffaf yargılanma bekliyoruz”
Ya burada toplamına baktığınızda bir iftiracının iftiraları üzerinden yürütülen, ayağa kaldırılmaya çalışılan lakin çökmüş bir evrak var. Arkadaşlarımızın burada bir saat kalmaları bile yanlışsız değil. Birçok seçilmiş belediye liderleri, siyasetçiler ve onların dışarıda olması, tutuksuz yargılanması ve hakikaten de artık İzmir’deki üzere 400 sanıklı bir iddianame nasıl 18 günde yazıldıysa hiç olmazsa artık şu 100’üncü günden sonra 104’üncü ayını buldu Sayın İmamoğlu’nun dosyası. Sayın Ahmet Özer dokuzuncu ayında gerçi onunla ilgili iddianame yazıldı. İstek Akpolat Beşiktaş Belediye Liderimiz yedi aydır burada artık iddianameler çıksın. Artık operasyonlar bitsin. Artık adil ve şeffaf yargılanma bekliyoruz ve bu arkadaşlarımızın burada bir gün bile kalmaması gerekiyor”
“Efendim Ekrem İmamoğlu davasına bakan hakimlerin görev yerlerinin değiştirilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusuna Buyruk, şu karşılığı verdi.
“Bütün yargıçlara, savcılara dediğimizi yapacaksınız yapmazsanız vazife yerinizi değiştiririz”
– Ekrem İmamoğlu’nun kimi davalarına bakan hakimlerin iktidarın istemediği bir karar verdikleri anda çabucak mahkemenin dağıtıldığına şahit oluyoruz. Evvel diplomasının iptal edilmesine bakan mahkeme heyeti üniversiteye yazı yazdı fakülte idare konseyine, üniversite idare heyetine yazı yazdı. Bana ilgili evrakları yollayın dedi. Yani siz oturup üniversite yönetim kurulu olarak nasıl değerlendirdiniz de bu üniversite diplomasının iptal edilmesi gerektiğinin sonucuna vardıysanız bu evrakları bana gönderin dedi. Bu mahkemenin hakkı ve misyonu. Mahkeme bunu yaptı diye evvel göndermediler bütün bu evrakları ve sonrasında mahkeme bunu yaptı diye mahkemeyi dağıttılar.
– Akın Gürlek’e hakaret davasında tıpkı halde karşı oy yazan hakimi diğer yere sürüyorlar. Aslına bakarsanız yaptıkları aşikâr. İmamoğlu’nu savunmak kabahat Mehmet Pehlivan biliyorsunuz avukatı mahpusta. Onu yargılarken beraatine karar vermek yahut bu tarafta görüş bildirmek kabahat lakin onu hukuksuz, kanıtsız, isnatsız, hiçbir somut kanıt olmaksızın cezaevinde tutmak saraydan aferin almak için koşul. Burada tam bir düşman hukuk uygulanıyor adaletten bahsetmek mümkün değil. Bilhassa yargıçların coğrafik teminatı olması lazım. Yani bir hakim bir karar verirken ben bu kararı verdim diye sürülür müyüm? Vazife yerim değiştirilir mi diye korkmaması lazım. Hele böylesine sembol bir kişilik bizim 13. Cumhurbaşkanı adayımız İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı üç kere seçilmiş. Artık bu şahısla ilgili bu kişinin evrakına bakan hakimlerin en azından coğrafik teminat anlayışı yeterince bağımsız yargı işlesin diye dokunulmaz olması gerekirdi bunu bile yapamıyorlar. Ve herkese de şunu söylemiş oluyorlar bütün yargıçlara, savcılara dediğimizi yapacaksınız yapmazsanız vazife yerinizi değiştiririz diğer bir vilayette misyon yeriniz sonlanır diye tehdit etmiş oluyorlar. Bu yargıya parmak sallamaktır. Buradan artık bir bağımsız yargılama beklemek imkansızdır.
“Bu maksada ulaşmak için de teknolojiyle uğraş ediyorlar”
– Fatih Bey’le bu mevzuyu da konuştuk. YouTube hesabının bir sefer engellenmesi büsbütün hukuk dışı bu türlü bir uygulama yok. Orada bir sefer Sayın Altaylı’nın yaptığı programdaki sözlerle bir suça teşvik olmadığı üzere o programın engellenmesini hatası önlemeye teşvik olarak kıymetlendirilmesi imkansız. Lakin karar vermişler Sayın Altaylı’yı susturacaklar, karar vermişler o YouTube kanalı sırasında iki milyon izlenen YouTube kanalı artık izlenmesin istiyorlar kararları bu. Bu hedefe ulaşmak için de teknolojiyle uğraş ediyorlar. Ve sonrasında YouTube’un söylediği yani bir YouTube kanalının büsbütün erişime yasaklanması imkansız. Olsa olsa bir kısım bir o içerisindeki kabahat ögesi olduğu sav edilen kısım kaldırılabilir ancak bütün kanalın kapatılması kelam konusu dahi olamaz. Lakin bununla, bunlarla tehditlerle, baskılarla, bu türlü tüzel zorlamalarla olmadık sistemlerle susturmaya çalışmak artık yakışmıyor, artık 21’inci yüzyıl Türkiye’si bu türlü olmaz. Türkiye’nin demokrasiye, Türkiye’nin özgürlüğe, her nokta, her alanda daha çok konuşmaya, herkesin birbirini daha çok dinlemeye ve bağımsız yargıya, adalete gereksinimi var. Artık bu türlü bir Türkiye kurmaya çalışıyoruz ve bu türlü bir Türkiye kurmaya çalışırken de bu arkadaşlarımız aslında hepimiz yerine bedel ödüyorlar. Fakat ne olursa olsun biz bu berbatlığa eninde sonunda son vereceğiz.
