Zafer Partisi Genel Lideri Ümit Özdağ, “Bursa ziyaretimizin ikinci gününde orman yangınlarından en çok etkilenen Gürsu’nun Karahıdır Mahallesi’ndeydik. Görünüm ürkütücü ve iç karartıcı. Su yoksulu ülkemiz, orman yangınlarıyla daha da kuraklaşıyor. Zafer Partisi olarak ekolojik ömrün sürdürülebilir formda hayatta kalması için radikal tedbirler alınması gerektiğini savunuyoruz. Türkiye’nin değil ormanlarını, bir tek ağacını gözden çıkarma lüksü yoktur” notuyla görüntü paylaştı. Özdağ görüntüde şunları kaydetti:
“STRATEJİSİ İFLAS ETMİŞTİR”
*Türkiye’nin değil ormanlarını, bir tek ağacını gözden çıkarma lüksü yoktur. Karahıdır Mahallesi’nde çıkan orman yangını 30 metre kala mucize müdahaleyle ve söndürme çalışmaları ile durmuş değildir. Bu köye Allah yardım etmiş, bu köy yanmadan kurtulmuş. Mevcut orman yangını stratejisi iflas etmiştir.
*Bunun kökten değiştirilmesi gerekiyor. Global ısınmanın arttığı ve sabotajların ağırlaştığı bir periyotta klasik yangınla uğraş prosedürleriyle yangınlara karşı başarılı olunamaz. İşçi sayısı az, araç ve gereç sayısı az. Orman yangınlarında, ormanın tabanı öncelikle yanıyor. Bu tabanın yanmasını önleyici tedbirler alınmıyor.
*Bunun için bölgedeki köylülerle işbirliği yapılabilir. Orman tabanından toplanan her yüz kilo orman yerinden gerece ödenecek bir parayla bu sağlanabilir. Köylülerin buna ilgi göstermediği yerlerde taşeron sistemiyle bu yapılabilir.
*Mevcut bir gölet sistemi var lakin bu çok yetersiz. Gölet sisteminin geliştirilmesi gerekiyor. Keza bilhassa denize yakın bölgelerde evvelden döşenecek boru yanlışlarıyla, deniz suyunun çok süratli bir halde aktarılması gerçekleştirilmelidir. Çanakkale’de deniz kenarında dönümlerce orman yandı.
*Eğer daha evvelce önerdiğimiz kanallarla ve boru çizgileriyle sulama sistemi olsaydı, bu engellenmiş olurdu. Hiçbir şey global ısınma çağında, yangınların durdurulmasından daha kıymetli olamaz. Bunların maliyetini üstlenmeliyiz. Yangını daha başlamadan durdurmalıyız zira ormanlar azaldıkça, azalan yağışlar daha da azalıyor. Türkiye çölleşme sürecine giriyor. Bu ülkenin çöl olmasını engellemeliyiz.
*Son 20 yılda ortadan kaybolan yüzlerce gölümüz var ve bunlar geri dönmeyecek formda gidiyor. Ülke su yoksulu olma yolunda süratle ilerliyor. Su savaşı yaşayan bir ülkeyiz. PKK terörü Türkiye açılmış bir su savaşıdır birebir vakitte. Artık PKK terör örgütü aracılığıyla, bu kelamda kurul vesaireler elde edilmek istenen sonuç GAP bölgesinin su kaynaklarının Türkiye’den koparılmasıdır.
*Bunu bilmeli Türk milleti ve bir milletin elinden suyu alırsanız herşeyi alırsınız. Türkiye su kaynaklarını gereğince pahalandırmıyor. Biz su siyasetlerinin kökten değiştirilmesi gerektiğini savunuyoruz. Yangınla uğraşta önerdiğimiz yeni siyasetler da su siyasetimizin bir modülünü oluşturuyor.
“TÜRKİYE’NİN MUKADDERATI DEĞİŞEBİLİR”
Gençlere özel bir vurgu da yapan Özdağ, onların siyasette belirleyici rol üstlenmesi gerektiğini belirterek, “Ben gençlerimize seçmen gözüyle bakmıyorum, onları öğrencilerim, çocuklarım üzere görüyorum. İngiltere’de 16 yaşında oy kullanılıyor, Türkiye’de de bu yaş sonunun aşağıya çekilmesi gerekir. Şayet 18-34 yaş ortasındaki gençler sandığa giderse Türkiye’nin bahtını değiştirebilir” diye konuştu.
