Seçer, Türkiye’de demokratik normların önemli biçimde zedelendiğini söz ederek, “’Asla olmaz’ dediğimiz her şey artık tek tek yaşanıyor. Ilık suya atılan kurbağa misali, olan bitene alışmaya başladık. Bu, planlı bir toplum mühendisliğinin sonucu” dedi.
Ülkede hukukun askıya alındığını savunan Seçer, “Tüm kurallar, bir kişinin siyasi geleceği için yok sayılıyor. Ekonomik kriz ise derinleşmeye devam ediyor. Halk aylarca kemer sıktı, lakin güzelleşme belirtisi dahi yok” diye konuştu.
CHP’nin halk nezdinde bir umut olduğunu vurgulayan Seçer, partiye yönelik müdahalelerin sırf siyasi rekabet değil, demokrasiye yönelik bir tehdit olduğunu belirtti.
CHP’li yol arkadaşlarına seslenen Seçer, şu sözleri kullandı:
“Türkiye’nin umudu biziz. Partimize yönelen akınları göğüslemenin tek yolu, bir ortada olmaktır. Bu, yalnızca CHP’ye değil, Türkiye’nin geleceğine kurulmuş bir tuzaktır. Unutmayalım ki biz bir aradaysak, hiçbir güç partimizi ve Türkiye’nin geleceğini teslim alamaz.”
Vahap Seçer’in açıklamaları, bilhassa İstanbul Vilayet Başkanlığı’na yönelik yargı süreci ve parti içi tartışmaların sürdüğü bir periyotta geldi. CHP içinden ve kamuoyundan gelen yansılar, yargının siyasallaştığı istikametindeki tenkitleri tekrar gündeme taşıdı.
