TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlığında Ulusal Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Kurulu’nda anayasa ve ceza hukukçuları dinlendi.
Konuşmayı yapan hukukçular, hak ve özgürlükler, ana lisan, vatandaşlık bağı, umut hakkı, aktif ayrılma, genel af üzere özgürleşme tespitlerinde bulunarak, maddeleşmenin yapılması gereken düzenlemelerle ilgili görüş ve teklifleri lisana getirildi.
“FAZLA UZAMASIN”
Konuşmaların konuşmasından sonra kelam alan MHP Genel Liderlerimizin destekçisi Feti Yıldız, “Misafir, hocalarımızın dünyasında her birimiz kabul etmişse, ayrılık varmış. tamamlanmadı lakin fazladan gelişmenin” ömrü kullanıldı.
Bunun üzerine İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim üyesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukukçusu Mahmut Koca kelam alarak, şunları söyledi:
“Kuşkusuz Fethi Bey’in söylediği çok hakikat bir tespit. En son yapılacak olan şeyleri artık konuşmanın biraz olduğunu ben de düşünüyorum. Lakin biz zati konuşmalarımızda, mümkün düzenlemelerin yasama organının yetkisi ve Tasarrufunda olduğunu, isteğe bağlı bir genel af çıkararak bu halde çalıştırılabileceğini, bazen ceza rejimiun mevcut kanunu para cezaları çerçevesinde çözebileceğini, de özel bir kanun çıkararak mevzuyu daha farklıyebileceğini zati biliyordu.
Sadece konuşmalarımızda bu cins düzenlemelerin yapılması konularında izlenecek hukuk siyasetlerini kendi görüşümüzle ortaya koymaya çalıştık. Bu siyaset çerçevesinde ben de genel olarak aklın düşünülmemesi üyeleri ortasında. Zira bir ceza hukukçusu olarak ben, yalnızca isimli aflara değil, vergi affına, idari aflara, öğrenci aflarına da karşı olan bir beşerim. Zira affın hukukun olduğunu, hukuka bağlılığını, hukuka güvendiğini, bilahare toplumdaki insanları yine bu haksızlıkları işleyerek bir af tekrar çıkar niyetleriyle hareket ederek davranışı normlarımızın neler olduğu konusunda bir karmaşıklık yarattığını düşünen bir beşerim.
“BAŞKA OLUŞUMLARLA KARŞI KARŞIYA KALIRSINIZ”
O nedenle yalnızca bunun öbür buna karşı olmak, bu sorunun tahlilinde farklı enstrümanların kullanılmasının önüne geçemiyor. Ortada hiç elbet bir çalışma var lakin ortada bir 40 yıl, 50 yılda bir sürü cinayet işlemiş bir hata örgütü var. Hiç görmezlikten gelinecek mi? Bu beşerler hiçbir şey olmadığında nasıl davranılacak? Bu büsbütün, sahiden sizlerin ele alamayacağı bir husus. Ancak biz bu bahse yaklaşırken bir toplumsal psikolojiden bahsettim ben. Yani örgüt mensuplarını getirdiğinizde kontrol ve hürlük önlemi altında tutulura tabi tutmazsanız, bu ögeleri ekonomik olarak desteklerseniz öbür oluşumlarla karşı karşıya kalırsınız. Bu yalnızca bilgilerin denetim altında tutulması hedefine matuf değil, bizim dediğimiz. Birebir vakitte bu bireylerin topluma kazandırılması açısından da bu kontrolün yapılması istikametinde teklifte bulunuyoruz. münasebetiyle bir bakış açısı benimsenir ya da benimsenmez fakat biz bir tüzel düzenlemede temel siyasetlerin neler olması yapısın temellerini yalnızca boyut değiştirmeye çalıştık. Kuşkusuz bu sonuncu yetki Türkiye’nin Büyük Millet Meclisi’dir.”
