Yalnızca 10 santimetre uzunluğunda olan bu heykel, Yunan sanatında görülen klasik çıplaklık geleneğini, Ptolemaios periyodu Mısır’ının şık anatomik ayrıntılarıyla birleştiriyor. Heykelin bedenindeki kas yapısı, o periyotta sanatın insan formunu ne kadar ayrıntılı işlediğini gösteriyor.
TOPLUMUN CÜCELERE BAKIŞI NASILDI?
Antik Yunan sanatında cüceler ekseriyetle abartılı yahut grotesk bir halde tasvir edilirken, Mısır’da cüceler toplumun onurlu bir modülü olarak kabul ediliyordu.
Bu durum, heykelin Mısır’a has bir anlayışı yansıttığını gösteriyor. Mısır kültüründe cüceler, ekseriyetle soyluların ve firavunların hanelerinde değerli roller üstlenmiş ve hürmet görmüştür.
Mısır mitolojisinde Bes İlahı, güçlü kas yapısıyla tanımlanan bir savaşçı, dansçı ve kollayıcı figür olarak bilinir.
Kadınları doğum sırasında koruyan ve ritüellerde sıkça yer alan bu ilah, cücelik kavramına olumlu bir mana yüklemiştir. Heykelin, Bes Tanrısı’ndan ilham almış olabileceği düşünülmektedir.
ANTİK BİR GELENEK: DANS EDEN CÜCELER
Heykelde tasvir edilen cüce dansçı, bir perküsyon enstrümanı tutuyor olabilir. Bu durum, Mısır’daki cücelerin sanatsal ve ritüel ömürde etkin bir rol oynadığını gösteriyor.
Metropolitan Sanat Müzesi uzmanlarına nazaran, bu heykel, Mısır’daki cücelerin topluma entegrasyonunu ve onların olumlu imajını yansıtıyor.
