Ayhan Demircan, kesimde güneş gözlüğüyle optik eserleri birbirinden ayırarak kıymetlendirmek gerektiğini, optik konusunun toplum göz sıhhati açısından çok daha kıymetli ve şuur gerektiren bir husus olduğunu kaydetti.
Tüketicilerin gözlüklerini son ana kadar kullanmayı tercih ettiklerini belirten Demircan, “Camı çiziliyor, çizik haliyle kullanmaya devam ediyor. Fakat çerçevesi kırıldığında, camı kırıldığında yahut artık numarası değiştiğinde gözlüğünü değiştirme yoluna gidiyor. Münasebetiyle bu da bölümde bir daralmaya sebep oluyor. Bir de malum fiyatlar yükseldi. Aslında enflasyonla orantıladığımızda optik bölümü enflasyon oranında yükselmedi diyebiliriz” tabirlerini kullandı.
Demircan, Türkiye’de 100’ün üzerinde gözlük üretimi yapan fabrika olduğunu belirterek, şunları aktardı:
“Çok sayıda yerli üretim gerçekleştiren fabrikamız var fakat markalaşmış değiliz maalesef. Türkiye’nin markalaşmaya muhtaçlığı var. Milletlerarası markalar Türkiye’de kendi markasını satıyor. Bu markaların popülaritesi üzere bizim de eserlerimizin içerisinde popülaritesi yüksek markalar yaratabilirsek çok daha başarılı olacak. Türkiye’de daha çok enjeksiyon gözlük üretiyoruz, enjeksiyon gözlüğün üretimi adetsel manada da çok süratli üretilir. Fiyatı da daha uygundur. Çin ile yarışır vaziyetteyiz şu anda. Asetat gözlük üretmeye de başladık. Türkiye’de ihracat da azımsanmayacak kadar fazla. İhracatımız daha çok Türk Cumhuriyetlerine, Arap coğrafyasına. Avrupa’ya ihracatımız yok denecek kadar az” dedi.
Bazı küresel e-ticaret platformlarında numaralı optik gözlük satışının olduğunu lisana getiren Demircan, “Son periyotta artan e-ticaret satışları gözlük dalını de etkiledi. İnternetten gözlük ve lens satın alma trendi yükseldi. Ucuz ve kalitesiz lensler, yanlış derecelerle üretilmiş gözlükler uzun vadede önemli göz rahatsızlıklarına yol açabilir. Ayrıyeten, online satış platformlarında düzmece ve kalitesiz eserlerin satışı da tehdit oluşturuyor” biçiminde konuştu.
‘İNTERNETTEN SATILAN KONTAKT LENSLERİN YASAKLANMASI GEREKİYOR’
Demircan, gözlükçülüğün optisyenlik mesleğinin muhakkak bir çerçeveye oturtulmuş sıhhat hizmet sunumu gerçekleştiren iş kollarından biri olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“5193 sayılı Optisyenlik Hakkında Kanun var. Bu kanun çerçevesinde optisyenlik müesseseleri Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılarak işlerini yapabiliyorlar. Ruhsatı olmayan optisyenlik müessesi diye bir şey kelam konusu olamaz. Güneş gözlükleri şahsî esirgeyici donanım sınıfında bedellendirilen eserler olmasından dolayı optisyenlik kuruluşları dışında da satılabiliyor.
‘KONTAKT LENSLER REÇETESİZ SATILAMAZ’
Optik eserler, kontakt lensler reçetesiz olarak satılamaz, yeniden birebir kanun içerisinde bu belirtilmiş. Ancak internet üzerinden satılan kontakt lensler, internet üzerinden satılan güneş gözlüklerinin kalitesizliği, geçersiz olma potansiyeli üzere durumlar hasta sıhhati açısından sıkıntılı” dedi.
Sağlık Bakanlığına bağlı sıhhat hizmeti gerçekleştiren bir dal olduklarını lisana getiren Demircan, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Türk Optisyen-Gözlükçüler Birliği ve ülkedeki 22 odamızla hem Sosyal Güvenlik Kurumu ile hem Sağlık Bakanlığı ile zaman zaman görüşmeler gerçekleştiriyoruz. Bizim de dilek ettiğimiz, talep ettiğimiz birtakım kanunsal değişikliklere muhtaçlığımız var. Örneğin, göz sıhhatini korumak için kullandığımız güneş gözlüğü neden ruhsatlandırılmış bir optisyenlik kurumunda satılmasın?
İnternetten bugün hala satılabilen kontakt lenslerin kanunla artık yasaklanması gerekiyor. Zira şu an halihazırdaki kanunumuzda gri bir alan var. Net bir formda ‘internetten kontakt lens ve optik gözlük satışı yasaktır’ sözü yazmadığı için hala bu durumu kullanan e-ticaret platformları var. Bakanlık tarafından ruhsatlandırılmış ve denetlenen optisyenlik kuruluşlarında satılması çok bedelli. Türkiye’de toplam 8 bin 500 ruhsatlandırılmış optisyenlik müessesi var” dedi.
Demircan, akıllı gözlükler alanında yatırımlar yapılması gerektiğini vurgulayarak, “Akıllı gözlükler konfor açısından değerlendirdiğiniz vakit hakikat kullanım sonucunda çok yararlı. Bunların da tekrar optisyenlik kurumlarında satılması gerektiğini düşünüyorum. Şayet biz kendi teknolojimizi geliştirip dünya pazarına açılırsak, optik bölümünde büyük bir atılım yapabiliriz” dedi.
